TAB BAŞKANI ZİYA ŞAHİN: ISLAHIN BAŞARIYA ULAŞABİLMESİ İÇİN UZUN SOLUKLU VE KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLECEK BİR SÜRECE İHTİYAÇ VAR

Hayvancılık Genel Müdürlüğü Kafkas Arısı Üretim, Eğitim ve Gen Merkezi Müdürlüğü tarafından yürütülen ve sonuçlandırılan “Ardahan ve Artvin İzole Bölgesinde Bulunan Kafkas Arı Irkı’nın (Apis mellifera caucasica) Morfolojik ve Moleküler Karakterizasyonu” projesinin sonuç değerlendirme toplantısı Ardahan’da yapıldı.
Gen Merkezi konferans salonunda düzenlenen toplantıya, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, Ardahan İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Fatih Cineviz, Serhat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Nurullah Karaca, Ardahan Kafkas Arısı Üretim, Eğitim ve Gen Merkezi Müdürü Sinan Aydın, Ardahan İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı İlhan Evliyaoğlu, Artvin Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı ve TAB Denetim Kurulu Üyesi İbrahim Durmuş, Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Şeref Cınbırtoğlu, Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Demirci, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.
Toplantıda konuşan TAB Başkanı Ziya Şahin, Islahın başarıya ulaşabilmesi için uzun soluklu ve kararlılıkla sürdürülecek bir sürece ihtiyaç olduğunu söyledi.
Şahin konuşmasında şunları; “Dünya bal arısı ırklarının yaklaşık %22’sinin ülkemizde bulunması ve bölgelerimizde birçok farklı ekotipin varlığı, Türkiye’yi arıcılık açısından avantajlı kılmaktadır. Ancak, ülkemizde yaygın olarak yapılan gezginci arıcılık, kontrolsüz arı ticaretleri, ana arı üretim sistemindeki hatalar ve yurtdışından yapılan kaçak ana arı girişleri bu doğal genetik kaynaklarımızı tehdit etmektedir. Türkiye, dünya arı varlığı ve bal üretiminde ikinci sırada yer almaktadır. Bu güçlü konumumuzu koruyarak, ülkemizi dünya arıcılığında liderliğe taşımak için yerli bal arısı ırk ve ekotiplerimizi koruma altına almak, bu ırkların ıslahını yapmak ve arıcılarımızın ihtiyacı olan hastalıklara dayanıklı, yüksek verimli ve yaşama gücü yüksek sertifikalı damızlık arıların üretimini sağlamak büyük bir zorunluluktur. Bu anlayışla, 2019 yılında TAGEM, TAB ve Hatay, Kırşehir, Düzce, Çanakkale ve Kırklareli İl Birliklerinin iş birliğiyle “Islah Projesi” başlatılmıştır. Proje kapsamında ilk kez sperm dondurma işlemi gerçekleştirilmiş, ulusal damızlık kayıt sistemi kurulmuş ve önemli kazanımlar elde edilmiştir. Mevcut durumda; HAYGEM desteğiyle gerçekleştirilen “Islahın Sürdürülebilirliği Projesi” ile ıslah devam ettirilmektedir. Bugüne kadar ülkemizde 8 bal arısı ırk ve ekotipi resmen tescillenmiş olup, bunların 6’sı İl Birliklerimizin yürüttüğü ıslah çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır.”
Islahın başarıya ulaşabilmesi için uzun soluklu ve kararlılıkla sürdürülecek bir sürece ihtiyaç duyulduğunu belirten Şahin, “Bu kapsamda, Kafkas Arısı Üretim, Eğitim ve Gen Merkezi tarafından yürütülen ve Kafkas Arı Irkı’nın Karakterizasyonunu içeren projenin sonuçlarının sektörümüz için hayırlı olmasını ve devamının getirilmesini diliyor, bu sürece katkı sunan tüm kurum ve paydaşlara teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

TAB BAŞKANI ZİYA ŞAHİN’DEN, PROF. DR. HALİT VASFİ GENCER VE DOÇ. YASİN KAHYA’YA ZİYARET

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin ve Genel Sekreter Alim Tutar, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Arıcılık Birimi hocaları Prof. Dr. Halit Vasfi Gencer ve Doç. Dr. Yasin Kahya’yı ziyaret etti.
Ziyarette, Ankara Üniversitesi’nde arıcılık konusunda yapılan çalışmalar ve Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ile Ankara Üniversitesi arasında ileriye dönük yapılması düşünülen projeler konusunda fikir alışverişinde bulunuldu.
Görüşmenin ardından Prof. Dr. Halit Vasfi Gencer ve Doç. Dr. Yasin Kahya, TAB Başkanı Ziya Şahin ve Genel Sekreter Alim Tutar’a, Ankara Üniversitesi arılığı ve Bal Arısı ve Arıcılık Araştırma ve Uygulama Laboratuvarını gezdirerek yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Ziyaretin sonunda Başkan Ziya Şahin, Prof. Dr. Halit Vasfi Gencer ve Doç. Dr. Yasin Kahya’ya yapmış oldukları başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür ederek ziyaretin anısına Arı Heykeli hediye etti.

TARIM ALANI YAYGIN EĞİTİM PROGRAMLARI ÇALIŞTAYI’NDA, ARICILIK KURSLARI GÜNCELLENDİ

Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü iş birliğinde “Tarım Alanı Yaygın Eğitim Programları Çalıştayı” gerçekleştirildi.
İki bakanlığın yanı sıra Ankara Üniversitesinden akademisyenlerin de katıldığı çalıştayda, mevcut 375 çiftçi kursunun içeriği, niteliği gibi başlıklar ele alındı.
Çalıştayın Hayvancılık (Su ürünleri, Kanatlı hayvanlar, Arıcılık ve İpek böcekçiliği) masası toplantılarına arıcılık sektörünü temsilen Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Genel Sekreteri Alim Tutar katıldı.
Çalıştayda; Arıcılık, Arı Sütü Üretimi ve Ana Arı Yetiştiriciliği, Arıcılık (Uzaktan Eğitim – Eş zamansız), Organik Arı ve Arı Ürünleri Yetiştiriciliği, Uygulamalı Arıcılık, Ana Arı Yetiştiriciliği ve Arıcılıkta Suni Tohumlama, Arı Hastalık ve Parazitleri ile Mücadele, Arı Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele Yöntemleri, Arı Ürünleri (Apiterapik, Apilarnil vb.), Bal Arısı Yetiştiriciliği ve Bakım ve Besleme konularında Halk Eğitim Merkezlerinde verilecek kurslar, Modern Teknik Arıcılık ve Arı Ürünleri Üretimi başlığı altında ele alınarak güncellendi.

TROPILAELAPS AKARI NEDİR?

Tropilaelaps akarı Asya kıtasına özgü olup Apis dorsata (Doğu bal arısı türü) gibi bal arısı türlerinde görülen yavru parazitidir. İki tür (Tropilaelaps clareae ve Tropilaelaps mercedesae ) batı bal arılarını (Apis mellifera) bulaştığında ciddi zararlar veren bir akardıır.
Tropilaelaps clareae ilk defa 1961 yılında Filipinlerde konakçısı olan Apis dorsata (Dev Hint arısı) bulaşmıştır (Laigo ve Morce,1968). Bu tür Filipinlerden, Endonezya’ya kadar yayılmıştır.
Tropilaelaps mercedesae ise 1968- 2007 yılları arasında Vietnam, Çin, Tayland, Endonezya, Malezya, Güney Kore, Hindistan, Afganistan ve Pakistan’daki bal arılarına bulaşarak büyük ürün kayıplarına sebep olmuştur (Ritter 2014, Guzman v.d. 2017).
Son yıllarda akarın, İran, Azerbaycan ve Gürcistan gibi komşu ülkelerimize ulaştığı saptanmıştır. 2012 yılında ülkemizde görülmemesine rağmen Tarım ve Orman Bakanlığı 2012 yılında ihbari mecburi hastalıklar listesine almıştır.
BELİRTİLERİ:
• Kapalı yavru gözleri açıldığında, çok sayıda ve farklı gelişme döneminde olan parazit akara ait larva ve nymphler ortaya çıkmaktadır.
• Kovan önde deforme kanatlı ve bacaklı arıların sayısında artış görülmekte, koloni hızla zayıflamakta, koloni ve verim kayıpları yaşanmaktadır.
BİYOLOJİSİ:
Akarın yaşam döngüsü Varroa ile benzerlik göstermektedir. Fakat yaşam döngüsü Varroa’dan daha kısadır ve bu tür 25 günde 2 döl vermektedir (Woyke, 1993). Üreme oranı bu nedenle Varrroa’dan çok daha yüksektir. Yoğun bulaşma döneminde bir kolonide 1 varroaya karşılık 20-25 Tropilaelaps mercedesae bullunabilmektedir (Anderson ve Morgan, 2007).
Tropilaelaps mercedesae ergin dişileri, işçi ve erkek yavru gözleri kapanmadan 1 veya 2 gün çnce girerek 1-4 adet yumurta bırakır. Aynı gün yumurtadan çıkanlar arıların larva ve pupalarının kanını emerek beslenirken 6 gün sonra kapalı gözün içinde ergin hale gelir (Del Finado ve Baker, 1982).
Tropilaelaps mercedesae yetişkin bir işçi veya erkek arı üzerinde en fazla 1-3 gün yaşayabilmektedir. Zira parçaları körelmiş olduğundan ergin arılar üzerinde beslenmeleri mümkün olmaz.
Akar, ergin arılar üzerinde Varroa gibi görmek zordur. Çünkü ergin Tropilaelaps mercedesae’nın ancak %3 ila %4’ü ergin arılar üzerindedir. Diğer erginler sürekli olarak yavru gözlerine girmek için gayret ederler.
ZARARLARI:
Bir koloniye yoğun Tropilaelaps mercedesae bulaşmasından sonra kapalı yavru gözleri içindeki arıların ve pupaların büyük kısmı deforme olmakta veya ölmekte, kovandaki gelişme durmakta, ergin arılarda kanat ve bacakta deformasyonlar görülmekte ve koloni hızla zayıflamaktadır.
MÜCADELE:
Varroa’da kullanılan ilaçlar kısmen Tropilaelaps akarı üzerinde de etkili olmaktadır. En etkin mücadele yöntemleri kültürel yöntemlerdir.
Tropilaelaps mercedesae mücadelesinde “Yavru molası vermek” çok etkili bir yöntemdir. Çünkü akar yavru gözleri dışında uzun süre yaşayamaz. Bunun için ana arı 9 gün süre ile kafeste hapsedilmekte ve yumurta bırakmasına engel olunarak erkek arı gözlerinin 14 gün kapalı kalması hesaplanmalıdır. Yavru molası 16 gün sürdüğünde daha başarılı sonuç almak mümkün olacak ve parazitin kolonide yaşama şansı ortadan kalkacaktır.
SONUÇ:
Doğu sınır komşularımıza ulaşan bu tehlikeli parazitin ülkemizde de görülme ihtimali yüksektir. Özellikle İran ve Gürcistan gibi akarın bulaştığı ülkelerden ana arı transferi, paket arı ve arılı kovan girişi kesinlikle yapılmamalıdır. Kolonide akar görüldüğünde İl Tarım ve orman Müdürlükleri’ne ihbar edilmelidir.

TİCARİ DEĞERİ OLAN HAYVANSAL ZEHİRLER ÇALIŞTAYI-1 BAL ARISI ZEHRİ, DÜZCE ÜNİVERSİTESİNDEKİ ÇALIŞTAYDA ELE ALINDI

Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM), Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi iş birliği ve “Ticari Değeri Olan Hayvansal Zehriler Çalıştayı I- Bal Arısı Zehri” programı, Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Cumhuriyet Konferans Salonu’nda programa; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, farklı üniversitelerden akademisyenler, araştırmacılar, arıcılar, özel sektör kuruluşları ve öğrenciler katıldı.
Çalıştayda konuşan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, Ülkemizdeki arı potansiyelini ve bal üretiminde dünyada ilk sıralarda olduğumuzu belirterek, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği’nin kuruluşu ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi.
Şahin konuşmasında şunları söyledi; “Arı Zehri Üretim Tebliği konusunda STK, Üniversite, Kamu işbirliğinde üretim tebliği hazırlanması sektörümüz için önem arz etmektedir. Mevzuat çalışmalarının daha ileri boyuta taşınması, üretim ve pazarlanmasının önünün açılması için bu konuda bizlerde üreticilerin temsilcisi bir STK olarak üzerimize düşen görevleri yapıyoruz ve yapmaya da devam ediyoruz.”
Şahin ayrıca, ticari değeri olan hayvansal zehirler çalıştayı dolayısıyla Rektör Yardımcısına, DAGEM Müdürüne ve tüm katılımcılara teşekkür etti.