TAB ARICILIK DERGİSİNİN 21. SAYISI WEB SİTEMİZDE YAYINDA

Elektronik ortamda yayınlarına devam ettiğimiz TAB Arıcılık Dergimizin 21. Sayısı web sitemizde yayınlandı.
Dergi içeriğinde;
Bal Arılarımıza Bulaşma Tehlikesi Olan Yeni Bir Dış Parazit Asya Akarı (Tropilaelaps Mercedesae), Kışlatma Döneminde Bal Arısı (Apis Mellifera L.) Kolonilerinin Yönetimi, Arıcılıkta Hijyen ve Sanitasyon Uygulamaları, Arı Poleni ve Arı Ekmeği, Bal Arılarında Kışlatma Fizyolojisi gibi daha birçok konuda alanında uzman hocaların yazıları, arıcılık sektöründe yaşanan gelişmeler ve İl Birliklerimizin faaliyetlerinin yer aldığı haberler yer alıyor.

İL BİRLİK BAŞKANLARI YIL SONU DEĞERLENDİRME TOPLANTISI ANKARA’DA YAPILDI

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği tarafından düzenlenen İl Birlik Başkanları Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi.
Akar Otel’de gerçekleştirilen toplantıya, TAB Yönetim Kurulu ve İl Birlik Başkanları katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından başlayan toplantıda TAB Başkanı Ziya Şahin, “2024 Yılı Değerlendirme ve 2025 Yılı Planlama” konulu sunum gerçekleştirdi.
TAB Başkanı Ziya Şahin’in konuşmasından satır başları;
GÜNCEL VERİLERE GÖRE ÜLKEMİZ;
• 9,2 milyon arılı kovan varlığı ile Dünyada 3.
• 115 bin ton bal üretimi ile Dünyada 2. sıradadır.
Ülkemizde,
• 100 bin 399 arıcılık işletmesi,
• 500’ü nektar ve polen kaynağı 13.414 bitki taksonu ve
• Dünya arı ırk ve ekotiplerinin ise %20’si bulunmaktadır. Bu arı ırk ve ekotiplerimizin 8’i Tescillidir.
ÜLKEMİZ ARICILIK KONUSUNDA POTANSİYELİ YÜKSEK BİR ÜLKEDİR
• Flora kaynaklarımız, arı ırk ve ekotipi zenginliğimiz
• Göçer ve sabit arıcılığa uygun, birbirinden farklı iklim ve coğrafi bölgeleri,
• 9 ay boyunca üretim potansiyelinin bulunması,
• Her bölgemizde arıcılık yapabilme potansiyeli mevcut olması, ülkemize dünyada arı ürünleri üretiminde lider olabilecek potansiyeli sunmaktadır.
ÜLKEMİZDE ARICILIK, İTHAL EDEN DEĞİL İHRAÇ EDEN BİR SEKTÖRDÜR
Sahip olduğumuz avantajların yanı sıra sektörümüzün belli başlı sorunları da bulunmaktadır.
Kovan başı verimimiz Bakanlık verilerine göre 13,2 kg’dır.
VERİMİMİZİN DÜŞÜK OLMASININ SEBEBİ:
1. Kilometrekareye düşen kovan sayısının fazla olması
2. Arıcılarımızın arıyı üretim sezonuna hazırlamaması
3. Hastalık ve zararlılarla etkin mücadele (toplu mücadele) yapılamaması
4. Bölgeye uygun arı ırk ve ekotiplerinin kullanılmaması
SEKTÖRÜMÜZÜN SORUNLARI
• Balda taklit ve tağşiş
• Üretim alanlarımızın yetersiz olması
• Zirai ilaçlar
• Arı hastalık ve zararlıları
• Uygun olmayan arı besleme ürünleri
• Damızlık ve ana arı sorunu
• Arı ürünleri pazarı sorunu
• Üretim tebliği/standardı eksikliği
• Temel petek ve balmumunda yaşanan sorunlar
Bu sorunlara çözüm bulmak amacıyla, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği olarak; projeler, çalışmalar yürütmekte ve ilgili makamlarla görüşmeler yapmaktayız. Elde ettiğimiz kazanımlarla, bundan sonrası için de güçlü şekilde devam edecektir.
Gerçekleştirdiğimiz bal projelerimiz ile ;
• Çam
• Kestane
• Narenciye
• Pamuk
• Geven ve
• Ayçiçeği ballarımız kimliklendirilmiştir.
BAL PROJELERİMİZ SONUCUNDA;
• Çam balı ihracatımızda sorun olan c4 kriteri çözülmüştür.
• Özellikle kestane balımızdan sonra, ayçiçek ve geven ballarımız için bilimsel farkındalık oluşturularak apiterapi ürünü olarak kullanılabileceği ortaya çıkarılmıştır.
• Kestane ve geven ballarının alzheimer hastalığında destekleyici gıda olarak kullanılabileceği, ayçiçeği balının; apiterapide önemli yer tuttuğu ortaya çıkarılmış ve projelerimizden elde edilen veriler coğrafi işaret başvuru sürecinde kullanılmış, tebliğler ve standartlar hazırlanırken kaynaklık etmiştir.
Balda botanik orjinin tespit edilmesine yönelik Polen Analizi Projesi ve meşe ve lavanta ballarının kimliklendirilmesine yönelik projelerimiz de halen devam etmektedir.
Sektörümüzün en büyük sorunu olan taklit ve tağşişin önlenmesi için, Balda Tağşiş Projemizle tağşişi tespit etmek amacıyla, 3 yeni metot geliştirilmiştir.
Üretimimizi arttırmak, genetik zenginliğimizi korumak için; Arı ırk ve ekotiplerimizin ıslah edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda 2019 yılında başladığımız Arı Islah Projemiz 2023 yılında tamamlanmıştır. Ülkemiz arıcılık sektörü için önem arz eden projemizin en önemli çıktılarından biri de Ulusal Damızlık Kayıt Sistemidir. Proje sonunda Ulusal Damızlık Kayıt Sisteminin altyapısı oluşturulmuştur, bundan sonraki süreçte de bu sisteme ıslah yapan tüm birlik ve işletmelerin entegre edilmesi amaçlanmaktadır. Islahın başarıya ulaşması için uzun bir süreç gerekmektedir. Bu sebeple Hayvancılık Genel Müdürlüğü ile Islahın Sürdürülebilirliği Projesi 2024 yılında hayata geçirilmiştir.
Projelerimiz; Bakanlık- Üniversite- TAB ortaklığında ve İl Birliklerimizin işbirliği ile gerçekleştirilmektedir. Projelerimizin dışında; arıcılık ve arı ürünleri konusunda ulusal ve uluslararası platformlarda çalışmalar yapmaktayız.
2025 yılı için de hedefimiz, İl Birliklerimizi, arıcılarımızı yani sektörümüzü güçlendirmek olacaktır.
TAB Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Şahin’in konuşmasının ardından; İl Birlik Başkanları söz alarak, illerinde yaptıkları faaliyetleri ve karşılaştıkları sorunlara ilişkin görüşlerini dile getirdi.
İl Birlik Başkanlarının aktardığı sorunlar arasında;
Zirai ilaçlamaların arıcılığa olumsuz etkileri, arıcılık desteklemelerinin yetersiz kalması, üretim alanlarının yetersizliği ve diğer güncel gelişmelere yer aldı.

APIMONDIA YÖNETİCİLERİNİN MUĞLA KONGRESİ’NE İLİŞKİN DÜŞÜNCELERİ

8. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi’ne katılan Dünya Arıcılık Federasyonu (APIMONDIA) Yöneticileri, TAB Yönetim Kurulumuz ile yapılan toplantıda, Muğla Kongresi’ne ilişkin düşüncelerini dile getirdi.
ROBERT CHLEBO – APISLAVIA GENEL SEKRETERİ / APIMONDIA AVRUPA KITASI TEMSİLCİSİ
Burada olma imkanı tanıdığınız için teşekkür ederim. Bu katıldığım üçüncü Muğla Kongresi ve Kongreniz katıldığım kongreler arasında en sevdiğim kongrelerden birisi. Birçok faydalı sunumun yapıldığı bu kongre aynı zamanda, Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen birlik temsilcileri ile tanışma ve iletişim ağı kurma imkanı tanıyor.
JANOS KÖRMENDY RACZ – APIMONDIA APİTERAPİ KOMİSYON BAŞKANI
Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Türkiye; Dünyadaki güçlü ilk 3 apiterapi ülkesinden biri. Apiterapi konusundaki gelişmeler bazen yavaş da olsa muhakkak gelişme kaydediliyor. Ben apiterapinin gelişmesinin arıcılar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. bu anlamda 2017 yılından beri apiterapi konusunda önemli gelişmeler kaydettiniz. Hacettepe Üniversitesi, Düzce Üniversitesi gibi üniversitelerde apiterapinin gelişmesi adına çalışmalar yapılıyor. Ülkenizde apiterapi konusunda birçok gelişme var ve her geçen yıl nasıl güçlü bir temel attığınızı görmek beni mutlu ediyor. Bu gelişmeler kaydedilirken arıcılarla da ortak hareket etmek oldukça önemli. Kongrenizde yapılan sunumların tümünün Türkiye ve Yurtdışından erişebilir bir şekilde kitap olarak yayınlamanız oldukça önemli.
ETİENNE BRUENAUE – APIMONDIA ONURSAL ÜYESİ
Öncelikle teşekkür ederim, Türkiye’de ve kongrenizde olmaktan mutluluk duyuyorum. Bence türkiye sizlerin de bildiği gibi önemli bir yerde, dünyada büyük bir bal üreticisi konumunda. Her seferinde kongrenizde yeni şeyler keşfediyorum. Ülke olarak kaliteli ve gerçek balları üretmeye ve balların kalitesini arttırmaya için çalışıyorsunuz. Türkiye dünyada arıcılıkta bulunduğu koruyan bir ülke. bence kalitesi olmayan ürünlerin geleceği de olmaz. Balda tağşişle mücadelenin tek yolu bence arıcılarımızı kaliteli ürün üretimine teşvik etmek.
RİCCARDO JANNONİ SEBASTİANİNİ – APIMONDIA GENEL SEKRETERİ
Bu benim Muğla Kongresine üçüncü katılışım. Burada ve sizlerle bir arada olmaktan dolayı çok mutluyum. Apimondia ve Türkiye arasında aktif ve dostça bir işbirliği var. Türkiye ile işbirliği yapmak çok güzel. Gelecek dönem için de hem Türkiye hem de diğer üye ülkelerle arıcılık sektörünün sorunlarına çözüm bulmak amacıyla yakın işbirlikleri kurmayı planlıyoruz.
MİGUEL VİLAS BOAS – APIMONDIA TEKNOLOJİ VE KALİTE KOMİSYON BAŞKANI
Davetiniz için teşekkür ederiz. Türkiye’de olmaktan memnuniyet duyuyorum. Her zaman; bilim insanlarının, arıcıların ve firmaların bir araya geldiği organizasyonlara katılırım. Bu organizasyonlardaki çalışmalar arıcılara referans olur. Sorunlar nelerdir ve çözüm önerileri nelerdir bu konularla ilgili bilgi alışverişinde bulunulur. Çözüm ancak; düşüncelerimizi, güncel gelişmeleri paylaşarak bulunabilir. Arıcılık sektörü ancak bir arada olarak ileri taşınabilir. Apimondia da arıcılık sektöründe yaşanan sorunları ve güncel gelişmeleri paylaşmak ve takip etmek amacıyla buradadır.
NORBERTO LUİS GARCİA – APIMONDIA ARICILIK EKONOMİSİ KOMİSYON BAŞKANI
Öncelikle teşekkür ederek başlamak istiyorum. Çam balı kongresinde ve Türkiye’de bulunmak bana kendimi evimde hissettiriyor. Çünkü; Arjantin’de önemli sayıda Türk göçmen var. Türkiye’ye birçok defa gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerimizde Apimondia olarak bilgi alışverişinde bulunduğumuz, bilimsel olarak işbirliği kurduğumuz bir noktaya ulaştık. Tabi ki bu Kongrede de arıcılara en doğru bilgileri vermeye çalıştık. Burada olduğum için çok mutluyum çok verimli bir Kongre oluyor. Apimondia olarak; gelecekte de her türlü desteği size sunacağımızı belirtmek isterim.

TAB YÖNETİM KURULU, DÜNYA ARICILIK FEDERASYONU (APİMONDİA) YÖNETİCİLERİ İLE BİRARAYA GELDİ

8. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi’nin üçüncü gününde, TAB Başkanı Ziya Şahin, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rasim Kaplan, Yönetim Kurulu Üyeleri, Nebi Koca, Ali Demir, Kazım Doğan, Hatay Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Ekici ve Nafiz Koca, APİMONDİA Genel Sekreteri Riccardo Jannoni Sebastianini, Bilim Kurulu Üyeleri Norberto Lusi Garcia, Prof. Miguel Vilas Boas, Dr. Janos Körmendy Racz, Avrupa Bölge Temsilcisi Roberto Chlebo, Onursal Başkanı Etienne Bruneau ile toplantı gerçekleştirdi.

Toplantıda APİMODİA’nın balda tağşiş ile ilgili çalışmaları, dünyanın farklı ülkelerinde taklit ve tağşişin tespiti ve engellenmesi adına yapılan çalışmalar ve iyi arıcılık uygulamaları hakkında fikir alışverişinde bulunuldu.

Toplantı sonunda, Muğla Kongresi’ni değerlendiren APİMONDİA Üyeleri, birçok defa kongreye katılım sağladıklarını ve her seferinde memnuniyetle ayrıldıklarını belirttiler. Üyeler ayrıca, 8. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi’nin dünyada arıcılık alanında önemli ve başarılı kongrelerden biri olduğunu dile getirdiler.

ARICILIK SEKTÖRÜNDE YAŞANAN SORUNLAR İLGİLİ DAİRE BAŞKANLARINA AKTARILDI

8. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi’nin üçüncü gününde, TAB Başkanı Ziya Şahin, Hayvancılık Genel Müdürlüğü Kanatlı ve Arıcılık Daire Başkanı İslam Köse, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Daire Başkanı Mehmet Menderis, Yem Daire Başkanı Kayahan Kayhan, TAB Yönetim Kurulu Üyeleri ve İl Birlik Başkanlarının katılımı ile sahada yaşanan sorunların Daire Başkanlarına aktarılması amacıyla toplantı gerçekleştirildi.

Toplantıda, Ziraat Bankası’nın arıcılara verdiği krediler, IPARD ve KKYDP desteklemeleri, arı beslemesinde kullanılan ürünler, bilinçsiz pestisit kullanımı, balda tağşiş, petek bal ile ilgili tebliğ oluşturulması, varroa ile etkin mücadele ve indirimli besleme şekeri temini konularında sahada yaşanan sorunlar, görüş ve öneriler dile getirildi.

Tropilaelaps akarı Asya kıtasına özgü olup Apis dorsata (Doğu bal arısı türü) gibi bal arısı türlerinde görülen yavru parazitidir. İki tür (Tropilaelaps clareae ve Tropilaelaps mercedesae ) batı bal arılarını (Apis mellifera) bulaştığında ciddi zararlar veren bir akardıır.
Tropilaelaps clareae ilk defa 1961 yılında Filipinlerde konakçısı olan Apis dorsata (Dev Hint arısı) bulaşmıştır (Laigo ve Morce,1968). Bu tür Filipinlerden, Endonezya’ya kadar yayılmıştır.
Tropilaelaps mercedesae ise 1968- 2007 yılları arasında Vietnam, Çin, Tayland, Endonezya, Malezya, Güney Kore, Hindistan, Afganistan ve Pakistan’daki bal arılarına bulaşarak büyük ürün kayıplarına sebep olmuştur (Ritter 2014, Guzman v.d. 2017).
Son yıllarda akarın, İran, Azerbaycan ve Gürcistan gibi komşu ülkelerimize ulaştığı saptanmıştır. 2012 yılında ülkemizde görülmemesine rağmen Tarım ve Orman Bakanlığı 2012 yılında ihbari mecburi hastalıklar listesine almıştır.
BELİRTİLERİ:
• Kapalı yavru gözleri açıldığında, çok sayıda ve farklı gelişme döneminde olan parazit akara ait larva ve nymphler ortaya çıkmaktadır.
• Kovan önde deforme kanatlı ve bacaklı arıların sayısında artış görülmekte, koloni hızla zayıflamakta, koloni ve verim kayıpları yaşanmaktadır.
BİYOLOJİSİ:
Akarın yaşam döngüsü Varroa ile benzerlik göstermektedir. Fakat yaşam döngüsü Varroa’dan daha kısadır ve bu tür 25 günde 2 döl vermektedir (Woyke, 1993). Üreme oranı bu nedenle Varrroa’dan çok daha yüksektir. Yoğun bulaşma döneminde bir kolonide 1 varroaya karşılık 20-25 Tropilaelaps mercedesae bullunabilmektedir (Anderson ve Morgan, 2007).
Tropilaelaps mercedesae ergin dişileri, işçi ve erkek yavru gözleri kapanmadan 1 veya 2 gün çnce girerek 1-4 adet yumurta bırakır. Aynı gün yumurtadan çıkanlar arıların larva ve pupalarının kanını emerek beslenirken 6 gün sonra kapalı gözün içinde ergin hale gelir (Del Finado ve Baker, 1982).
Tropilaelaps mercedesae yetişkin bir işçi veya erkek arı üzerinde en fazla 1-3 gün yaşayabilmektedir. Zira parçaları körelmiş olduğundan ergin arılar üzerinde beslenmeleri mümkün olmaz.
Akar, ergin arılar üzerinde Varroa gibi görmek zordur. Çünkü ergin Tropilaelaps mercedesae’nın ancak %3 ila %4’ü ergin arılar üzerindedir. Diğer erginler sürekli olarak yavru gözlerine girmek için gayret ederler.
ZARARLARI:
Bir koloniye yoğun Tropilaelaps mercedesae bulaşmasından sonra kapalı yavru gözleri içindeki arıların ve pupaların büyük kısmı deforme olmakta veya ölmekte, kovandaki gelişme durmakta, ergin arılarda kanat ve bacakta deformasyonlar görülmekte ve koloni hızla zayıflamaktadır.
MÜCADELE:
Varroa’da kullanılan ilaçlar kısmen Tropilaelaps akarı üzerinde de etkili olmaktadır. En etkin mücadele yöntemleri kültürel yöntemlerdir.
Tropilaelaps mercedesae mücadelesinde “Yavru molası vermek” çok etkili bir yöntemdir. Çünkü akar yavru gözleri dışında uzun süre yaşayamaz. Bunun için ana arı 9 gün süre ile kafeste hapsedilmekte ve yumurta bırakmasına engel olunarak erkek arı gözlerinin 14 gün kapalı kalması hesaplanmalıdır. Yavru molası 16 gün sürdüğünde daha başarılı sonuç almak mümkün olacak ve parazitin kolonide yaşama şansı ortadan kalkacaktır.
SONUÇ:
Doğu sınır komşularımıza ulaşan bu tehlikeli parazitin ülkemizde de görülme ihtimali yüksektir. Özellikle İran ve Gürcistan gibi akarın bulaştığı ülkelerden ana arı transferi, paket arı ve arılı kovan girişi kesinlikle yapılmamalıdır. Kolonide akar görüldüğünde İl Tarım ve orman Müdürlükleri’ne ihbar edilmelidir.